Page 114 - yargi-ozel-raporu
P. 114
kurallara aykırılık oluşturan yöntemlerle ulaşılan delilleri de hukuka
aykırı kabul etmek hukuk devleti açısından zorunludur. 66
(175) Ceza muhakemesinde “delil serbestisi ilkesi” geçerlidir. Hâkim,
maddi gerçeğe ulaşmak adına her türlü şeyi delil olarak değerlendir-
me yetkisine sahiptir. Nitekim TCK’nın “Delilleri Takdir Yetkisi”
başlıklı 217 nci maddesinde: “Hâkim, kararını ancak duruşmaya geti-
rilmiş ve huzurunda tartışılmış delillere dayandırabilir. Bu deliller hâ-
kimin vicdani kanaatiyle serbestçe takdir edilir. Yüklenen suç, hukuka
uygun bir şekilde elde edilmiş her türlü delil ile ispat edilebilir.” hük-
müne yer verilmek suretiyle söz konusu serbesti açıkça ifade edilmiş- Bölüm 1 Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri Ceza Yargılaması, Soruşturma ve Kovuşturma
tir. Ancak, delil serbestisi ilkesi kuşkusuz sınırsız uygulama alanına
sahip bir ilke değildir. Hukuk devleti ilkesinin bir gereği olarak ceza
soruşturma ve kovuşturmasının tüm evrelerinde hukuk kurallarının
çizdiği sınırlar içerisinde kalınma zorunluluğu, delillerin toplanma-
sı ve değerlendirilmesi evrelerine de sirayet etmiştir. Bu bağlamda,
“hukuka aykırı yöntemlerle elde edilmiş bulguların delil olarak
değerlendirilemeyeceği” hükmü Anayasa’da açıkça yerini almıştır.
Yine CMK’nın “İfade Alma ve Sorguda Yasak Usuller” başlıklı 148
inci maddesi üçüncü fıkrasında “yasak usuller ile elde edilen ifadelerin
‘rıza ile verilmiş olsa dahi’ delil olarak değerlendirilemeyeceği” hü-
küm altına alınmış; “hükmün hukuka aykırı yöntemlerle elde edilen
delile dayanması” ise aynı Kanunun 289 uncu maddesinde “hukuka
kesin aykırılık halleri” arasında gösterilmiştir.
(176) Türk hukuk sisteminde, yukarıda açıklandığı üzere hukuka
aykırı yöntemlerle delil elde etme yasağı anayasal düzeyde güvence
altına alınmış olmasına rağmen, bu yasağın uygulamada ciddi bo-
yutlarda ihlal edildiği görülmektedir. Her ne kadar tam manasıyla
hükme dayanak teşkil etmese de, hukuka aykırı olarak elde edilmiş
delillerin dava dosyası içerisinde yer alması tabii olarak hâkimin
vicdani kanaatini olumsuz yönde etkilemektedir. Mevzuatımızda,
hukuka aykırı olarak elde edilmiş bulguların delil olarak değerlen-
dirilemeyeceği hususunda kesin bir güvence olmasına karşın; bu de-
lillerin tamamıyla soruşturma ve kovuşturma dosyasından ayrılması
66 AKYÜREK, Güçlü, Ceza Yargılamasında Hukuka Aykırı Delillerin Değerlen-
dirilmesi Sorunu, 2012, http://tbbdergisi.barobirlik.org.tr/m2012-101-1198,
sf. 2-3 (Erişim Tarihi: 09/03/2016)
87