Page 120 - yargi-ozel-raporu
P. 120

(186) Kolluk güçlerince işlenen işkence suçu TCK’nın 94 ve 95 inci
                   maddelerinde düzenlenmiş olup cezai yaptırımı ağır olan bir suç-
                   tur. Kamu görevlilerinin işledikleri işkence suçuna ilişkin olarak
                   yapılan soruşturma sonucu dava açılırken, kolluk görevlilerini
                   koruma kaygısıyla veya başka sebeplerle uygulamada TCK’nın
                   94 üncü maddesi yerine cezası daha hafif olan 86 ncı maddeden
                   dava açılması yoluna gidilmektedir.  TCK’nın 86 ncı maddesi
                   gereği üst sınırından ceza verilmesi halinde bile ceza ya ertelen-
                   mekte ya da hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı ve-
                   rilmektedir. Böyle bir durumda kamu görevlisi işlediği suçla doğru
                   orantılı ceza almamakta ve cezanın caydırıcılığı etkisiz kalmaktadır.   Bölüm 1 Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri Ceza Yargılaması, Soruşturma ve Kovuşturma
                   (Konuya ilişkin AİHM kararları için bkz. Okkalı-Türkiye Davası,
                   Başvuru No: 5206/99; Ali ve Ayşe Duran-Türkiye Davası, Başvuru
                   No: 42942/02)
                   (187) HSYK müfettişlerinin adliye denetimlerinde bu konuda ge-
                   rekli hassasiyeti göstermeleri gerekir. Yine uygulamada, TCK’nın 96
                   ncı maddesinde düzenlenen ve işkence suçuna nazaran cezası daha
                   hafif olan eziyet suçundan dava açıldığı da görülmektedir. İşkence
                   ve eziyet suçları birbirine çok benzemektedir. Eziyet suçunu, işkence
                   suçundan ayıran en önemli fark, bu suçun kamu görevlisi tarafından
                   işlenmesinin gerekli olmamasıdır. Aynı hareketler kamu görevlisi ta-
                   rafından işlendiği takdirde kural olarak işkence suçundan soruştur-
                   ma yapılıp dava açılmalıdır.

                   (188) Hesap verilebilirliğin bulunmadığı yerde doğal olarak ceza-
                   sızlık sorunu baş gösterir.  Burada amaç, hesap verilme sürecinin
                   sağlıklı şekilde işletilip sorumluların ortaya çıkarılarak işledikleri fi-
                   ille orantılı biçimde cezalandırmaktır. Cezasızlık aslında bir siyasi
                   kültür veya devlet politikası olarak süreklilik arz eden bir duru-
                   ma dönüşmemelidir. Bu algı veya tespit edilen olgu ile mücadele
                   için bu sürekliliği sağlayan ve destek olan yasal kaynakların ve yargı
                   pratiğinin belirlenerek ortadan kaldırılması gerekir.
                   (189) Yine ülkemizde kan davaları, büyük toplumsal olaylar vb. veya
                   kolluk güçlerinin işledikleri ağır insan hakkı ihlali ile ilgili bir takım
                   davalar kamu güvenliği nedeniyle suçun işlendiği yerin dışında baş-
                   ka yerlerde görülmektedir. Bu uygulama doğal hâkim ilkesine aykırı




                                                                          93
   115   116   117   118   119   120   121   122   123   124   125