Page 432 - yargi-ozel-raporu
P. 432
tır. Dolayısıyla bu düzenleme sadece idari yargı kararları için değil,
481
tüm mahkeme kararları için geçerlidir.
(881) Öte yandan, 2577 sayılı İYUK’un 28 inci maddesinin birinci
fıkrasında; “Danıştay, bölge idare mahkemeleri, idare ve vergi mah-
kemelerinin esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının
icaplarına göre idare, gecikmeksizin işlem tesis etmeye veya eylemde bu-
lunmaya mecburdur. Bu süre hiçbir şekilde kararın idareye tebliğinden
başlayarak otuz günü geçemez.” düzenlemesi yer almaktadır.
(882) Bütün bu düzenlemelere rağmen, idari yargı kararlarının uy-
gulanması konusunda ülkemizde sorun olmadığını söylemek müm-
kün değildir. Yargı kararlarının uygulanmaması genellikle, açıkça
ihlal, eylemsizlik, eksik uygulama, gecikme ve biçimsel uygulama
482
şeklinde kendini göstermektedir. Yasal düzenlemelerin eksikliği ve
hukuk kültürünün tam olarak oturmamış olması bunun en önemli
sebeplerindendir. Ülkemizde yargı kararlarının uygulanmaması şek-
lindeki yaklaşım, bu konuda Bakanlar Kurulu tarafından ilke kararı
alınmasına kadar uzanmıştır. 483
(883) Yargı kararlarının uygulanmaması konusunda en önemli se-
beplerden birisi yukarıda da belirtildiği üzere hukuka saygı ve hukuk
kültürü ile ilgilidir. Bu sorunun çözümü için yasal bir reçete vermek Bölüm 9 İdari Yargı
481 KENT, Bülent, İdari Yargıda Mahkeme Kararlarının Uygulanmasını Güçlen-
dirici Alternatif Mekanizma Olarak Zorlayıcı Para Cezası, Ankara Barosu Der-
gisi, S. 2011/4, sf. 50.
482 YAŞAR, Hasan Nuri, İdari Yargı Kararlarının Etkinleştirilmesi Arayışında İda-
ri Yargı İdari Yargıç Yargısal Emir, Oniki Levha Yayıncılık, İstanbul 2013, sf.
148; KENT, Bülent, age, sf. 50.
483 ÇİTOSAN ve USAŞ’ın yabancılara blok satış yöntemiyle satılarak özelleşti-
rilmesine ilişkin Yüksek Planlama Kurulu (YPK) kararlarının idari yargı ta-
rafından iptali üzerine YPK, bu iptal kararlarının uygulanmasının hukuken
olanaksız olduğuna karar vermiştir. Kararda YPK, satış işlemlerinde birbirini
takip eden iki ayrı işlemin söz konusu olduğunu, satış sözleşmesi gereğince
devir, teslim ve tescil işlemlerinin ikmal edildiği, buna göre mevcut hukuki ve
fiili imkânsızlık karşısında hisseleri satın almış olan ve davada taraf bulunma-
yan üçüncü şahıs durumundaki firmaya karşı yürütmenin durdurulması kararı
doğrultusunda geriye veya ileriye yönelik yeniden işlem tesisine imkân bulun-
madığına karar vermiştir. Bakanlar Kurulu da; uluslararası hukukun iç hukuka
üstünlüğüne vurgu yaparak aynı doğrultuda ilke kararı almıştır. Ancak, Bakan-
lar Kurulunun kararı Türkiye Barolar Birliği tarafından açılan dava sonucunda
Danıştay tarafından iptal edilmiştir.
405