Page 359 - kdk_yillik_rapor2018
P. 359
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU
üzerine açtıkları iptal davalarında, ilgili idare mahkemelerince lehe hüküm tesis edilerek
Valilik işlemlerinin iptaline karar verildiğini ve bu hükümlerin Danıştay tarafından
da tek tek onanarak kesinleştiğini; mahkeme kararlarının, başvurucuların malvarlığı
araştırmasının keşif yapılmadan ve usulsüz yapıldığı olgusuna dayandığını, ilgili
mahkeme kararları doğrultusunda yeniden işlem tesis edilmesi yönündeki taleplerinin
Valiliğe iletildiğini, ancak 12 yılı aşan süredir devam eden talepleri hakkında halen
olumlu veya olumsuz bir karar tesis edilmediğini iddia ve şikâyet ederek şikâyete konu
başvuruların ivedilikle sonuçlandırılarak mağduriyetin giderilmesini talep etmektedir.
Kurumumuzca yapılan incelemede; on iki başvuru dosyasından dördü hakkında Valilik
Zarar Tespit Komisyonu tarafından karar verildiği; bunlardan ikisi hakkında tazminat
ödenmesi için ödeme kararı alındığı fakat kişilerin tazminat miktarını kabul etmemesi
nedeni ile “uyuşmazlık tutanağının” düzenlendiği, diğer iki başvuru dosyası açısından da
ismi geçen Komisyonun karar verdiği ve ilgililere ait mal varlığının tespit edilememesi
nedeni ile başvuruların ret edildiği anlaşılmaktadır. Geriye kalan sekiz adet dosyada ise
“kadastro tesis işlemi” yapılamamasından dolayı Valilik Zarar Tespit Komisyonunca
sağlıklı bir keşif yapılamaması nedeni ile bir karar alınamadığı anlaşılmaktadır.
5233 sayılı Kanun kapsamında yapılan müracaatların sonuçlandırılmasıyla ilgili olarak
mevzuat incelendiğinde; ilgili Kanunun 6 ncı maddesinde “Zarar Tespit Komisyonu
çalışmalarını başvuru tarihinden itibaren altı ay içerisinde tamamlamak zorundadır.
Zorunlu hallerde, bu süre vali tarafından üç ay daha uzatılabilir.” hükmü yer almaktadır.
Bununla beraber, her ne kadar Van Valiliğinin Kurumumuza ilettiği cevapta belirtilmiş
olmasa da Valiliğin yerel mahkemeye sunduğu savunmada yer verildiği şekilde, süre
açısından olayın mahiyetinin 5233 sayılı Kanunun Geçici 4 üncü maddesi hükmüne
tabi olduğu anlaşılmaktadır. Buna göre 5233 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği
tarihten itibaren bir yıl içinde ilgili valilik ve kaymakamlıklara başvurmaları halinde,
19/07/1987 tarihi ile bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih arasında işlenen 3713 sayılı
Terörle Mücadele Kanununun 1 inci, 3 üncü ve 4 üncü maddeleri kapsamına giren
eylemler veya anılan tarihler arasında terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler
nedeniyle zarar gören gerçek kişiler ile özel hukuk tüzel kişilerinin maddî zararları
hakkında da bu Kanun hükümleri uygulanacak ve bu maddeye göre yapılan başvurular,
başvuru tarihinden itibaren iki yıl içinde sonuçlandırılacak, bu sürenin de bitmesi ve
başvuruların sonuçlandırılamamış olması halinde, Cumhurbaşkanlığınca bu süre her
defasında bir yılı aşmamak üzere uzatılabilecektir.
Bu itibarla, bölgenin zorlu fiziki şartlara sahip dağlık bir yöre olması, bizatihi terör
örgütünün yol açtığı tehdit ve tehlike, zaman zaman uygulanan askeri bölge ilanı
kararları, yerel bir dizi zorluklar [kan davaları vb. hasımlıklar, sahte zilyetlik belgeleri ile
mükerrer ödeme riskleri vs.] göz önünde bulundurulduğunda, “kadastro tesis işleminin”
yapılamamasının anlaşılır bir dizi haklı gerekçesi ortaya çıkmaktadır. Kadastro tesis
işleminin yapılamaması nedeni ile de Valilik ilgili Zarar Tespit Komisyonunun
başvurucuların mal varlığı hakkında bir tespit ve değerlendirmede bulunamaması
makul karşılanacaktır.
358 2018 YILLIK RAPOR