Page 108 - KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU
P. 108

başvuruya konu olayda  işverenin; idare olmasından dolayı,  idarenin  işyerinde fiilen  yapılan işe
              uygun meslek adı ve kodunu bildirilmesi ile sorumlu olduğu, aksi halde; 27/10/2018 tarihli Resmi
              Gazetede  yayımlanan  Muhtasar  ve  Prim  Hizmet  Beyannamesi  Genel  Tebliğinde  Değişiklik
              Yapılmasına İlişkin Tebliğ ile 01/07/2019 tarihi itibariyle meslek adı ve kodunu, gerçeğe aykırı
              bildiren işverenlere yönelik idari para cezası uygulamasına tabi olacağı, öte yandan; Aile, Çalışma
              ve Sosyal  Hizmetler Bakanlığının görüş  yazısında da ifade edildiği  üzere alt işveren işçilerinin
              kamuda  istihdamına  ilişkin  çalışmaların  tamamlandığı,  geçiş  aşamasından  sonra  ilgili  kurum
              kuruluşlarca  işlemlerin  yürütülmesi  gerektiği,  bununla  birlikte  idarenin  ifa  ile  mükellef  olduğu
              herhangi  bir  kamu  hizmetinin  kuruluşunda,  düzenlenmesinde  veya  teşkilatında,  bünyesinde,
              personelinde yahut işleyişinde birtakım aksaklık, hukuka aykırılık, bozukluk, düzensizlik, eksiklik,
              sakatlık veya ihmalin ortaya çıkması neticesinde hizmetin, eksik ve hatalı ifa edilmesi, zamanında
              ifa  edilmemesinin  idarenin  hizmet  kusuru  oluşacağı,  bu  bakımdan  4857  sayılı  İş  Kanunu  ile
              hükmolunan, tarafların aralarında anlaşarak çalışma koşullarını her zaman değiştirebilme imkânın
              varlığı da değerlendirildiğinde, idarenin işlemini düzeltebileceği değerlendirilmiştir.

              Bu  itibarla,  başvuranın  meslek  kodu  ile  fiilen  yaptığı  işin  birbirine  uygun  hale  getirilmesi
              hususunda,  Kahramanmaraş  Sütçü  İmam  Üniversitesi  Rektörlüğüne  Tavsiyede  Bulunulmasına
                                                                                                           97
              karar verilmiştir.

              Yapı Kayıt Belgesinin İptali ve Yıkım Kararının Uygulanması Talebi Hakkında
              Başvuran, ikamet ettiği apartmandaki üç numaralı daire sahibinin garaj çatısını kaparak ortak alanı
              şahsi dairesine dahil ettiğini, olayla ilgili Mamak Belediye Başkanlığına müracaat ettiğini, Mamak
              Belediye Encümeni tarafından yıkım kararı alındığını, ancak kararın yapıyı yapan şahsın yapı kayıt
              belgesi aldığından dolayı uygulanamadığını, söz konusu yapının şahsına ait dairenin balkonlarına
              ve  duvarına  bitişik  olarak  yapıldığını,  bu  durumun  fotoğraflarla  sabit  olduğunu,  oysaki  ilgili
              yönetmelikte "3. kişilere ait özel mülkiyete konu taşınmazlarda bulunan yapılar hakkında yapı kayıt
              belgesi düzenlenemez" ibaresi yer aldığını, yapı sahibinin şahsına ait daireye açıkça müdahalede
              bulunduğunu, balkonlarda ve duvarda tahribat yaptığını, yapıyı yapan şahsın gerçeğe aykırı beyanda
              bulunduğunu,  bu  beyanlarla  yapı  kayıt  belgesi  aldığını,  balkonlarının  çökme  tehlikesiyle  karşı
              karşıya olduğunu, bu durumun ileride telafisi güç sonuçlar doğuracağını, can ve mal güvenliğinin
              hiçe  sayıldığını  belirterek  yapı  kayıt  belgesinin  iptalini,  yıkım  kararının  uygulanmasını,
              mağduriyetin giderilmesini talep etmektedir.

              Kurumumuz tarafından yapılan inceleme sonucunda, 3194 sayılı İmar Kanununa eklenen Geçici 16
              ncı madde de üçüncü kişilere ait özel mülkiyete konu taşınmazlar üzerinde bulunan yapılar hakkında
              yapı  kayıt  belgesi  düzenlenemeyeceği;  yapı  kayıt  belgesi  düzenlenemeyecek  yapılar  için  bu
              belgenin  düzenlendiğinin  tespit  edilmesi  durumunda,  yapı  kayıt  belgesinin  iptal  edileceği;  bu
              belgenin sağlamış olduğu hakların geri alınacağı; yapı kayıt belgesi bedeli olarak yatırılmış olan
              bedelin  iade  edilmeyeceğinin  hüküm  altına  alınmış  olduğu;  Kat  Mülkiyeti  Kanununda,  kat
              maliklerinin  ana  gayrimenkulün  bütün  ortak  yerlerine,  arsa  payları  oranında,  ortak  mülkiyet
              hükümlerine göre malik olacağı, kat maliklerinin ortak yerlerde kullanma hakkına sahip olacağının
              hüküm altına alınmış olduğu; Medeni Kanununa göre, paylı mülkiyette birden çok kimsenin, maddî
              olarak  bölünmüş  olmayan  bir  şeyin  tamamına  belli  paylarla  malik  olduğu,  başka  türlü
              belirlenmedikçe, payların eşit sayıldığı, paydaşlardan her birinin kendi payı bakımından malik hak
              ve yükümlülüklerine sahip olduğu, paydaşların, kendi aralarında oybirliğiyle anlaşarak yararlanma,
              kullanma ve yönetime ilişkin konularda kanun hükümlerinden farklı bir düzenleme yapabileceği,
              paydaşlardan her birinin, diğerlerinin hakları ile bağdaştığı ölçüde paylı maldan yararlanabileceği


              97  2018/11321 numaralı başvuru hakkında verilen 15/03/2019 tarihli Tavsiye Kararı

                                                                                                         104
   103   104   105   106   107   108   109   110   111   112   113