Page 128 - 2021 Yıllık Rapor
P. 128
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU
Hukuk İşleri Genel Müdürlüğünün cevabi yazısında, taşınmazların mirasen intikalinde
tapu müdürlüklerine, veraset ilamı veya mirasçılık belgesi ile tek bir mirasçının
başvurmasının yeterli olduğu ve bu şekilde yapılan başvuru üzerine elbirliği halinde intikal
işleminin yapılabildiği görülmüştür. Bu husus da miras yoluyla intikali gerçekleştirilecek
taşınmaz ve taşınır mallar için aynı usul belirlenmesi gerektiğini destekler niteliktedir.
Zira aksi takdirde kamu kurumlarının işlemlerinde yeknesaklık sağlanmasının mümkün
olmayacağı kabul edilmelidir. Buradan hareketle, Türkiye Noterler Birliği tarafından
yönetmelikte yer almayan kısıtlamalara, usul ve esaslarında yer verildiği, bu haliyle
normlar hiyerarşisi kurallarına aykırı davranıldığı değerlendirilmiştir.
Söz konusu başvuru hakkında yapılan değerlendirmede, iyi yönetim ilkeleri ile kamu
yönetimde etik değerlerin ve istikrarlı uygulamaların sağlanmasının amaçlandığı, nitekim
bu ilkelere uyulması ile idarelerin kişiye özel, keyfi uygulamalardan kaçınması ve objektif
kriterlere uygun davranmasının sağlanacağı belirtilmiştir. Somut uyuşmazlıkta, Türkiye
Noterler Birliği, yönetmelikte yer almayan bir kısıtlamayı gerekçe göstererek başvuranın
talebini reddederek iyi yönetim ilkelerinden; ölçülülük, kanunlara uygunluk, yetkinin
kötüye kullanılmaması, hesap verilebilirlik, haklı beklentiye uygunluk ve kazanılmış
hakların korunması gibi ilkeleri ihlal ettiği değerlendirilmiştir.
İlgili başvuru hakkında, noterler tarafından gerçekleştirilen aracın veraseten devri ve
mirasçılar adına tescil belgesi düzenlenmesi işleminde mirasçılık belgesinde belirtilen
tüm mirasçıların hazır bulunması veya vekil ile temsil edilmesi gerektiği yönündeki
uygulamanın mevzuata uygun hale getirilmesi talebine ilişkin Türkiye Noterler Birliğine
tavsiyede bulunulmasına karar verilmiştir.
6.2.1.5 Yetkinin Kötüye Kullanılmaması İlkesine İlişkin Örnek Karar
Kamu Denetçiliği Kurumunun 2021/158 numaralı başvuru hakkında 22.06.2021
tarihinde verdiği kararda; başvuran, 2013 yılında emekli olduğunu, Aralık 2020
emekli maaşının yatmaması üzerine SGK’ya giderek neden yatmadığı hakkında
bilgi istediğini ve maaşının yersiz ödeme yapıldığı gerekçesiyle durdurulduğunu ve
bugüne kadar ödenen tüm emekli maaşlarının 137.000,00 TL'nin kanuni faizi ile geri
istendiğini, 2013 yılında emeklilik için SGK’ya başvurduğunda günlerinin hesaplanarak
geçersiz günlerin silindiğini ve 72 güne daha ihtiyacı olduğunun belirtilerek günlerini
tamamlayarak emekliliğe hak kazandığını, fakat 7 yıl sonra geriye dönük tekrar yapılan
inceleme sonucunda farklı çalışma günlerinin de silinmiş olduğunu ve emeklilik için
gerekli olan 5001 günden az olduğu için emeklilik hakkının düştüğünü belirterek,
geçmiş yıllarda kanseri yenmiş ve çalışma gücü olmayan bir birey olarak silinen çalışma
günlerinin incelenip emeklilik hakkının iadesini ve şahsına borç olarak kaydedilen
137.000,00 TL'nin silinmesini talep etmiştir.
Bu çerçevede uyuşmazlığın, başvuranın anılan iş yerindeki sigortalılık sürelerinin
geçersiz sayılmasından ortaya çıktığı, dolayısıyla SGK tarafından yapılan inceleme,
2021 YILLIK RAPOR 127