Page 173 - 2021 Yıllık Rapor
P. 173

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU



                 kamu ile ilgili dilek ve şikâyetleri hakkında TBMM’ye ve yetkili makamlara yazı ile
                 başvurma hakkını içermekte olup aynı zamanda hak arama özgürlüğü ve Anayasa’da
                 aynı madde içerisinde düzenlendiği bilgi edinme hakkıyla da yakın ilişki içerisindedir.
                 Yasa koyucu tarafından dilekçe hakkının gereği gibi kullanımına özel önem atfedildiği ve
                 bu hakkın kullanımının ceza hukuku normları ile koruma altına alındığı görülmektedir.
                 Buna  göre;    Türk  Ceza  Kanunu’nun  121’inci  maddesinde,  kişinin  belli  bir  hakkı
                 kullanmak için yetkili kamu makamlarına verdiği dilekçenin hukuki bir neden
                 olmaksızın kabul edilmemesi halinde, fail hakkında altı aya kadar hapis cezasına
                 hükmolunacağı düzenlenmiştir.

                 Görüldüğü  üzere  dilekçe  hakkının  kullanılması  yasa  koyucu  tarafından  da  oldukça
                 önemli bir hak olarak görülmüş ve ceza hukuku alanında da hakkın kullanımının
                 engellenmesi bir suç fiili olarak tanımlanmıştır.
                 Gerçekten de dilekçe hakkı, bilgi edinme hakkı gibi demokratik bir hukuk devletinin
                 vazgeçilmez parçası olup, hak arama özgürlüğünün de bir yansımasıdır. Kişinin istek ve
                 şikâyetlerini yönetime iletmesi ve idarelere dilekçeler hakkında belli bir süre içerisinde
                 cevap verme ödevi yüklemesiyle keyfiliği önleyici bir niteliğe sahiptir. Bu hakkın etkin
                 bir  şekilde  kullanılması,  yalnızca  vatandaşların  ilgili mercilere  dilek  ve şikâyetlerini
                 iletip çözüme kavuşturma amacını yerine getirmekle kalmaz; aynı zamanda idarelerin
                 de mevcut idari işleyişten kaynaklanan dilek ve şikâyetlerden haberdar olmasına ve
                 gerektiğinde söz konusu işleyişte değişikliklere gidebilmesine imkan tanır.

                 Bilgi edinme hakkının usul ve esasları, 4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu’nda
                 düzenlemiş, Kanun'un 4'üncü maddesinde Anayasa’da yer alan herkesin bilgi edinme
                 hakkına sahip olduğu amir hükmü tekrarlanmıştır. Kanun'un 5’inci maddesi uyarınca,
                 kamu kurum ve kuruluşları ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları bu
                 Kanun'da yer alan istisnalar dışındaki her türlü bilgi veya belgeyi başvuranların
                 yararlanmasına sunmak ve bilgi edinme başvurularını etkin, süratli ve doğru
                 sonuçlandırmak üzere, gerekli idarî ve teknik tedbirleri almakla yükümlü kılınmıştır.

                 Kanun'un  temel  amacı  açısından  serbesti  kural  olmakla  birlikte,  4982  sayılı  Kanun
                 kapsamındaki bir bilgi edinme başvurusu bu Kanun'un getirdiği bir istisnaya dayanılarak
                 reddedilebilecektir. Bilgi edinme hakkının istisnaları Kanun'un 15 ilâ 27'nci maddeleri
                 arasında tahdidi olarak sayılmıştır. Kanun'da yer alan bu istisnalar, yargı denetimi
                 kapsamındaki işlemler, devlet sırrına, ülkenin ekonomik çıkarlarına, istihbarata, idari ve
                 adli soruşturma ve kovuşturmaya ilişkin bilgi ve belgeler, özel hayatın ve haberleşmenin
                 gizliliği, ticari sır, fikir ve sanat eserleri, kurum içi düzenlemeler, kurum içi görüş, bilgi
                 notu ve tavsiyelerden oluşmaktadır.
                 Kanun'da yer alan bu istisnaların somut olarak belirlenmesi, bilgi edinme hakkının
                 kullanımının temel amacının belirlendiği, Kanun'un 1'inci maddesinde yer alan
                 “demokratik  ve  şeffaf”  yönetimin  gereği  olan  eşitlik,  tarafsızlık  ve  açıklık  ilkelerine
                 işlerlik kazandırmaktadır.





             172 2021 YILLIK RAPOR
   168   169   170   171   172   173   174   175   176   177   178