Page 199 - 2021 Yıllık Rapor
P. 199
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU
konusuna vâkıf olamadığı durumlarda, muhatabını herhangi bir kusuru bulunmadığı
hâlde tebligata bağlanan hukuki sonuçtan sorumlu tutmak hakkın varlığını anlamsız
kılacaktır. (Anayasa Mahkemesinin; 25/10/2017 tarihli ve E: 2014/7805, K: 2014/7805;
21/3/2019 tarihli ve E: 2016/2595, K: 2016 2595 sayılı kararları. Kaynak: www.corpus.
com.tr ) Şu halde tebligat konusu hukuki işlemin ilgilisi hakkında hukuki sonuç
doğurmasının, kanuna uygun şekilde bildirim yapılmasının yanında, bu bildirimin
ayrıca usulüne uygun olarak belgelendirilmesine de bağlı olduğu anlaşılmaktadır.
Bu anlamda tebligat, tebliğ konusu hakkında muhatabın bilgilendirilmesinin yanında,
bu bilgilendirmenin belgelendirilmesini de içeren bir usul işlemidir. Nitekim 7201
sayılı Kanun, tebligatın bu özelliklerinin somut olarak gerçekleşmesini tamamen
birtakım şekli kurallar ile sağlamaya çalışmaktadır. Dolayısıyla Kanun’un amacı;
tebliğin muhatabına ulaşması, tebliğ konusu ile ilgili olarak muhatabın bilgilendirilmesi
ve bu hususun belgeye bağlanmasıdır. Hâl böyle iken, Kanun kapsamındaki kurum
ve kuruluşlar tarafından yapılacak tebligatlarda, söz konusu şekli hükümlerin en
ufak ayrıntılarına kadar uygulanması yasal zorunluluktur. (Yargıtay Onuncu Hukuk
Dairesinin 16/3/2017 tarihli ve E: 2017/1090, K: 2017/2178 sayılı kararı. Kaynak:
www.corpus.com.tr )
Bu noktada ifade etmek gerekirse Sosyal Güvenlik Kurumunun yapacağı tebligatlarda,
7201 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanması gerektiği konusunda tereddüt
bulunmamaktadır. Nitekim 7201 sayılı Kanun’un 1. maddesinde, 5018 sayılı Kamu
Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’na ekli IV sayılı cetvelde sayılan sosyal güvenlik
kurumları tarafından yapılacak elektronik ortam da dâhil tüm tebligatların, bu Kanun
hükümlerine göre Posta ve Telgraf Teşkilatı Genel Müdürlüğü veya memur vasıtasıyla
yapılacağı açıkça düzenlenmiştir.
Dolayısıyla ilgililerin yurt dışında geçen sürelerinin borçlandırılmasına yönelik talepleri
kapsamında, Sosyal Güvenlik Kurumunca düzenlenecek borç tahakkuk cetvellerinin
de 7201 sayılı Kanun’da benimsenen usul uyarınca tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Gerçekten de, söz konusu borç tahakkukunun tebliğine ilişkin 3201 sayılı Kanun’da
ayrı bir düzenlemeye yer verilmemiş olması ve Sosyal Güvenlik Kurumunun 7201
sayılı Kanun’a tabi olması karşısında bu kabulün zorunlu olduğu anlaşılmaktadır. Sonuç
olarak, borç tahakkuk cetvelinin tebliğinin 7201 sayılı Kanun hükümleri doğrultusunda
yapılacağına ilişkin bir düzenlemenin bulunmadığı yönündeki Kurum açıklamasına
katılmak hukuken mümkün değildir.
Diğer taraftan, borç tahakkuk cetvelinin ilgilisine tebliğ edilememesi nedeniyle,
söz konusu yazının Kurumdan gönderildiği tarihten itibaren üç aylık sürenin
geçirilmesi ile yurt dışı çalışma sürelerini borçlanma başvurusunun geçersiz sayılması
işleminin de irdelenmesi gerekmektedir. Bu noktada gerek 3201 sayılı Kanun’un ve
gerekse bu Kanun’un uygulanmasına ilişkin Yönetmelik’in, borç tahakkuk cetveli
tebliğ edilmeden ve/veya ilgilisince borçlanma talebinden vazgeçildiği yönünde
irade açıklaması ortaya konulmadan borçlanma başvurusunun geçersiz sayılmasına
olanak tanımadığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle borç tahakkuk cetvelinin herhangi bir
198 2021 YILLIK RAPOR