Page 170 - 2022-Yillik-Rapor-web
P. 170
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU
7.1.2.1 Mahkeme Kararlarının İdare Tarafından Uygulanmaması
Anayasanın değiştirilemeyecek hükümlerinden olan “Cumhuriyetin Nitelikleri” kenar
başlıklı 2’nci maddesi gereği Türkiye Cumhuriyeti bir Hukuk Devletidir. Hukuk
devleti; evrensel hukuk kurallarını üstün tutan, koymuş olduğu hukuk kurallarıyla
vatandaşlarının hak ve özgürlüklerini koruyan, ve en başta kendisini bu hukuk
kurallarıyla bağlı tutan vatandaşlarına hukuki güvenlik sağlayan, yasama ve yargı
organının işlem ve eylemlerinin hakim güvencesine sahip hakimlerden oluşan bağımsız
mahkemeler tarafından denetlenebildiği, aynı zamanda idarenin malen de sorumlu
tutulabildiği devlettir. İdari makamların işlem ve eylemlerine karşı yasalarla öngörülmüş
siyasal ve yönetsel denetim yollarının açık olması, idari kuruluşların görevlerini yerine
getirirken hukuka, kanunlara ve çağdaş hukukta evrensel olarak kabul görmüş ilkelere
de uygun hareket etmek zorunda olması, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan
20
zararı ödemekle yükümlü olması hukuk devletinin bir gereğidir.
Hukuk devletine vurgu Anayasa Mahkemesinin kararlarında da yapılmaktadır. Anayasa
Mahkemesine göre hukuk devleti “insan haklarına dayanan, bu hak ve özgürlükleri
koruyup güçlendiren, eylem ve işlemleri hukuka uygun olan, her alanda adaletli bir
hukuk düzeni kurup bunu geliştirerek sürdüren, hukuki güvenliği sağlayan, Anayasa’ya
aykırı durum ve tutumlardan kaçınan, hukuku tüm devlet organlarına egemen kılan,
Anayasa ve kanunlarla kendini bağlı sayan, yargı denetimine açık olan devlettir.” şeklinde
yorumlanmıştır. 21
Öte yandan, idare, eylem ve işlemlerinde kanunun çizdiği sınırlar içerisinde kalmak
zorundadır. Anayasanın 8’inci maddesinde bu husus yürütme yetkisi ve görevi Anayasa
22
ve Kanunlara uygun olarak kullanılır ve yerine getirilir denilerek ifade edilmiştir.
Bu çerçevede, yasama ve yürütme organları ile idareler, mahkeme kararlarına uymak
zorundadır; bağımsız ve tarafsız mahkemeler tarafından verilmiş kararlar hiçbir suretle
değiştirilemeyeceği gibi idareler de bu kararların yerine getirilmesini geciktiremez.
Kanun koyucu, Anayasa’nın 138 ve İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 28’inci maddesi
ile yargı kararlarının ne olursa olsun uygulanmamasından idareyi sorumlu tutmuş
ve idarenin yargı kararlarını uygulaması hususunda idareye anayasal ve kanuni bir
zorunluluk yüklenmiştir. Dolayısı ile idarenin kararı uygulama yükümlülüğü devam
23
ettikçe, yargı kararının uygulanmamasından doğan sorumluluğu da devam edecektir.
Bu bağlamda, mahkeme ilamına dayalı icra takibine rağmen hükmedilen bedellerin
ödenmediği, kamu mallarının haciz edilemezliğine dayalı kanun hükümlerine
dayanarak ödemeden kaçınıldığından bahisle, mülkiyet ve adil yargılanma haklarının
20 Ahmet Nohutçu, “İdare Hukuku”, Savaş Yayınevi, Ağustos 2012, s. 36-45
21 Anayasa Mahkemesi E.2013/44, K.2013/59, Resmi Gazete Tarihi: 02.05.2013
22 Kemal Gözler- Gürsel Kaplan İdare Hukukuna Giriş Ekin Basın Yayın Dağıtım Ağustos 2017, s.28
23 2017/5018 numaralı başvuru hakkında verilen 24.10.2017 tarihli Tavsiye Kararı
2022 YILLIK RAPOR 169