Page 171 - 2022-Yillik-Rapor-web
P. 171

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU



                 ihlal edildiği ileri sürülen bir davada Anayasa Mahkemesi; “mahkemeye erişim hakkının
                 adil yargılanma hakkının unsurlarından biri olduğu ve bir uyuşmazlığı mahkeme önüne
                 götürme, mahkemece verilen kararın uygulanmasını isteme haklarını da kapsadığını”
                 ifade ederek, yargı kararlarının uygulanmasını “mahkemeye erişim hakkı” kapsamında
                 değerlendirmiş, ayrıca Devletin bir kurumunun aleyhinde verilen nihai ve bağlayıcı
                 mahkeme kararı ile ortaya konulan borcunu ekonomik kaynak yokluğunu ileri sürerek
                 makul sürede ifa etmekten kaçınamayacağı, bunun adil yargılanma hakkının ihlali
                                                       24
                 sonucunu doğuracağını açıkça ifade etmiştir.
                 Öte  yandan,  hizmet  kusuru;  idarenin  yürüttüğü  bir  hizmetin  kurulmasında,
                 düzenlenmesinde ve işleyişindeki bozukluk ve aksaklık olup, asli ve birinci derecede
                 bir sorumluluk nedenidir. Hizmet kusurunun bulunması durumunda idareyi sorumlu
                 tutmak için başkaca bir neden aramaya gerek yoktur. Hizmet kusuru uygulamada üç
                 şekilde karşımıza çıkmaktadır. Bunlardan hizmetin kötü işlemesi; hizmetin beklenen
                 özen, dikkat ve kalitede yapılmaması, hizmetin gereği gibi yürütülmemesidir. Dolayısı
                 ile idarenin konuyla ilgili hukuk kurallarına, oturmuş makul uygulamalara uymaması
                 veya hizmetin gereklerini nesnel ölçüler içinde gözetmemesi, hizmeti beklenen dikkat
                 ve özeni göstermeden  yapması, hizmet personeli üzerinde nezaret ve denetlemenin
                 gereğince yapılmamış olması durumlarında hizmetin kötü işlediği ve hizmet kusuru
                                                                    25
                 esasına göre de idarenin sorumlu olduğu kabul edilmektedir.
                 KDK’nın bu noktadaki amacı, kendisine hizmet için var olan, ancak kendisinden
                 güçlü olan kamu idaresi karşısında, bireyin haklarının insan onuruna yakışır şekilde
                 korunmasına katkı sağlamaktır.

                 KDK, ikna gücüne dayalı arabuluculuk ve uzlaştırıcı rolü ile Tavsiye Kararına gerek
                 kalmaksızın sorunlara çözüm bulmakta ve dostane çözüm kararlarıyla vatandaşın
                 adalete hızlı erişiminin gerçekleştirilmesinde önemli bir rol üstlenmektedir.

                 Öte yandan, KDK bahse konu bu arabuluculuk ve uzlaştırıcı rolünü daha belirgin
                 hale getirmek çabasıyla inceleme aşamasında, çözümü geciktirmemek için, öncelikle
                 şikâyetin en kısa sürede nasıl sonuçlandırılacağına ilişkin bir değerlendirme yapmaktadır.
                 Söz konusu şikâyetin herhangi bir yazışmaya yer verilmeden çözülebileceği kanaatine
                 varılırsa, ilgili idare ile (telefonla veya bizzat) görüşmeler yapılmaktadır.  Yapılan
                 görüşmelerde şikâyet konusu olayla ilgili bilgi verilip, ilgili idareden çözüm için işlem
                 tesis etmesi istenmektedir. İlgili idare, şikâyet konusu olayı çözüme kavuşturması
                 halinde Kurumla irtibata geçerek konunun çözüme kavuşturulduğunu bildirmektedir.
                 Böylece, Ombudsmanlık sisteminin temelindeki ‘uzlaşma ve arabuluculuk pratiği’ hızlı
                 ve etkin bir şekilde hayata geçirilmiş olmaktadır.


                 24    Anayasa Mahkemesi’nin 03.04.2014 tarih ve 2013/711 sayılı Bireysel Başvuru Kararı
                 25   Zehra Odyakmaz, Ümit Kaymak, İsmail Ercan, “Anayasa Hukuku-İdare Hukuku”, On İki Levha
                 Yayıncılık, 15. Baskı, İstanbul, Ağustos 2012, s. 412- 417


             170 2022 YILLIK RAPOR
   166   167   168   169   170   171   172   173   174   175   176