Page 219 - 2022-Yillik-Rapor-web
P. 219
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU
değerlendirme yöntemleri hamur edilerek ortaya çıkan değerin alım gücündeki eksilme
yüzdesi olarak kabul edildiği, böylece faizle karşılanamamış olan zararın tazmini yolunda
verilen kararlarla denkleştirici adaletin uygulanarak uğranan değer kaybının giderilmeye
çalışıldığı, fiyat artışlarının bulunduğu dönemlerde çoğu zaman faiz ile karşılanamayan
zararların doğduğu…” ifadeleri yer almaktadır.
74
Yine Yargıtay kararlarında denkleştirici adalet ilkesinin, başkasının mal varlığından
istifade ederek kendi mal varlığını artıran ve elde ettiği bu kazanımı geri vermek
zorunda olan kişiyi gerçek bir eski hale getirme yükümlülüğü altına soktuğu üzerinde
durulmaktadır. Ayrıca Yüksek Mahkeme, yaşanan enflasyon nedeniyle paranın alım
gücünün düştüğü gerçeği karşısında belli bir miktarın paranın verildiği tarihteki aynı
miktarda iade edilmesinin, gerçek hayatta büyük sarsıntılara, tutarsızlıklara, adalete
karşı var olması gereken güvenin sarsılmasına neden olduğuna ve kamu vicdanında
haklı eleştiri konusu yapıldığına değinmiştir. Yüksek Mahkeme söz konusu kararlarında
hukuk kurallarının, gerçek hayata uygun olduğu, toplumun adalet ihtiyacına cevap
verebildiği sürece hayatiyetini devam ettirip saygınlık sağlayacağına ve hukuk kuralı
olma özelliğini koruyacağına işaret ederek, hukuk kurallarının gerçek hayata ve çağın
gereklerine uygun olarak yorumlanıp uygulanma zorunluluğunu ortaya koymuştur. Bu
doğrultuda, belli bir miktar paranın iadesinin söz konusu olduğu durumlarda paranın
alım gücünün ilk ödeme tarihindeki alım gücüne ulaştırılmasının ve bu şekilde iadeye
karar verilmesinin hakkaniyetin ve adaletin bir gereği olduğu, aksi takdirde kısmi
iade durumu ile karşı karşıya kalınacağı, iade dışındaki zenginleşmenin iade borçlusu
yedinde haksız zenginleşme olarak kalacağı sonucuna ulaşılmıştır. 75
Bu kapsamda, Kurumumuz da sigortalıların ödemiş oldukları primlerin iade
edilmesinde paranın alım gücündeki eksilme dikkate alınarak ödeme yapılması gerektiği
görüşündedir.
Nitekim Kurumumuza yapılan bir başvuruda başvuran, 02.09.2007 tarihinde 726 gün
askerlik borçlanması ücreti olan 2.685 TL’yi ödediğini, ancak askerlik borçlanmasına
ilişkin günlerinin Bulgaristan’dan turist olarak geldiği için kabul edilmediğinin
bildirildiğini, yatırdığı tutarın iade edileceğinin ifade edildiğini, şifahi olarak yaptığı
görüşmede de 2007 yılında ödediği 2.685 TL’nin geri ödeneceğinin söylendiğini, 14 yıl
sonra bu şekilde ödeme yapılması durumunda mağdur olacağını, askerlik borçlanması
kapsamında yaptığı ödemenin yersiz veya yanlış ödeme sayılamayacağını belirterek söz
konusu geri ödemenin 2021 yılı yurt dışı günlük askerlik borçlanması minimum bedeli
üzerinden yapılmasını talep etmiştir.
74 Anayasa Mahkemesinin, 24.09.2008 tarihli ve E: 2006/158, K: 2008/150 sayılı kararı
75 Yargıtay On Üçüncü Hukuk Dairesinin; 24.01.2002 tarihli ve E: 2001/10656, K: 2002/612 sayılı
kararı, 02.03.2004 tarihli ve E: 2004/427 K: 2004/2425 sayılı kararı, Yargıtay Üçüncü Hukuk Dairesinin
10.06.2015 tarihli ve E: 2014/17907, K: 2015/10731 sayılı kararı
218 2022 YILLIK RAPOR